HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ KURUCULAR TOPLANTISI 04.06.2016 TARİHİNDE MİDAS HOTEL’DE YAPILDI.

HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI AV. OĞUZHAN BUHUR VE BAŞKAN YARDIMCISI AV. ZÜLAL KARATAY’IN YAPMIŞ OLDUĞU KONUŞMALAR.

Sayın konuklarımız, çok kıymetli hukukçu arkadaşlarım;

Türk hukukunun gelişmesine, Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin kurum ve kurallarıyla yerleşmesine, hukukçular arasında birlik ve mesleki dayanışmanın sağlanmasına katkıda bulunmak, toplumsal ya da bireysel şiddet, terör, soykırım, işkence vs benzeri suçların bertaraf edilmesi, suç mağdurlarının korunması ve suçluların cezalandırılması maksadıyla hukukun izin verdiği ve mevzuatın çizdiği sınırlar dahilinde ulusal ve uluslararası mecrada mücadele azim ve kararlılığıyla kurmuş olduğumuz ve yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevini onurla üstlendiğim derneğimizin üyelik toplantısına hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Henüz yeni kurulan derneğimizin, sizlerin de emek ve gayretleriyle çok kısa zamanda gelişeceğine, kuruluş amacı doğrultusunda ülkemize, milletimize ve hukukun işleyişine yapacağı faaliyetlerle büyük katkılar sunacağına; bu uğurda vereceğimiz mücadelemizde hiçbir engel tanımayacağıza, önümüze çıkartılan engelleri birlik, bütünlük ve kararlıklıkla aşacağmıza inancımız tamdır.

Bu yolda sizlerle yürümekten büyük gurur ve mutluluk duyuyor, derneğimizin ilerleyen zamanlardaki faaliyetlerinde de sizleri aramızda görmeyi umut ettiğimi belirterek sözü derneğimizin başkanı Sayın Av. Oğuzhan Buhur’a bırakıyorum…

Av. Zülal Karatay
Hukuki Mücadele Derneği
Başkan Yardımcısı

———————————————————————

Saygıdeğer meslektaşlarım, yol arkadaşlarım,

Hukuki Mücadele Derneği’nin düzenlemiş olduğu bu ilk tanışma ve üye kayıt toplantısına hoşgeldiniz.

Derneğimiz 25.05.2016 tarihinde kurulduğundan bugüne kadar geçen on günlük sürede Hukukçu camia içerisinde oldukça yoğun bir ilgiyle karşılanmış olup, ilgiyle izlenmektedir. Şimdiye kadar sadece kurduğumuz facebook sayfasını ziyaret edenlerin sayısı 15 bin civarında olup, düzenli olarak derneğimizin sosyal medya sayfalarını takip eden kişi sayısı 1500’e yaklaştı. Bu yoğun teveccüh ve ilgi ise üzerimize daha büyük bir sorumluluğu yüklediği gibi çalışma şevkimizi de arttırmaktadır.

Derneğimizin amaçlarını çok değerli Başkan Yardımcımız Sayın Av.Zülal Karatay kısaca özetledi. Maksadımız milliyetçi görüşe sahip hukukçu camia içerisinde birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek çoğulcu ve katılımcı bir sivil toplum örgütü olarak hukuk alanında şimdiye kadar yapılmayan faaliyetlerde de bulunmaktır.

Özellikle kadına karşı şiddet, aile içi şiddet ve çocuk istismarı ile terörle hukuki mücadele vermek ve kent ile çevre hukuku gibi milliyetçi hukukçuların oluşturduğu sivil toplum örgütlerinin çok da fazla ilgilenmediği ve boş bıraktığı alanlarda faaliyet göstererek bir boşluğu doldurmak niyetindeyiz. Bu alanlarda milliyetçi hukukçuların ve avukatların da söz sahibi olmasını, özellikle genç meslektaşlarımızın bu alanlardaki bilgi birikimini ve tecrübesini arttırmayı hedefliyoruz.

Bu maksatla ilk etapta kurduğumuz kurullar;

1.AİLE İÇİ VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇALIŞMA GRUBU
2.ÇOCUK HAKLARI VE ÇOCUK İSTİSMARININ ÖNLENMESİ ÇALIŞMA GRUBU
3.STAJYER AVUKATLAR VE HUKUK FAKÜLTELERİ İLE İLİŞKİLER KURULU
4.CEZA HUKUKU ÇALIŞMA GRUBU
5.TERÖRLE MÜCADELE VE TERÖR MAĞDURLARI ÇALIŞMA GRUBU
6.EĞİTİM ÇALIŞMALARI GRUBU
7.KENT VE ÇEVRE KURULU

olarak belirlenmiştir. Bu kurulların dışında ilerleyen günlerde gelecek talebe göre spor hukuku ve hayvan hakları ile birlikte yeni kurullar da oluşturacağız.

Faaliyetlerimizi sürdürürken; düzenli seminer ve konferanslar tertip etmeyi, süreli ve süresiz yayınlar neşretmeyi, meslek içi eğitim faaliyetleri düzenlemeyi de ihmal etmeyeceğiz. Öngörülebilir ve önceden ilan edilmiş etkinlik listeleri yayınlayarak üyelerimizin ve meslektaşlarımızın faaliyetlerimizden haberdar olmalarını ve takip edebilmelerini sağlayacağız. Tüm bu faaliyetlerimizi gerçekleştiriken ise teknolojinin sağladığı tüm olanaklardan da faydalanarak gerek sanal ortamda gerekse diğer yollarla daha fazla kişiye ulaşma ve faaliyetlerimizden haberdar edeceğiz.

Derneğimiz hiçbir siyasi partinin uzantısı olmadığı gibi, hiçbir siyasi partinin iç işlerine karışma cüretinde de bulunmayacaktır. Maksadımız milliyetçi görüşe sahip tüm hukukçu ve avukatlarla birlikte hareket ederek faaliyetlerimizi gerçekleştirmek ve günümüzün en büyük sorunu olan ayrışmalardan ve kutuplaşmadan derneğimizi uzak tutmaktır.

Milliyetçi görüşe sahip meslektaşlarımızın meslek örgütlerimiz olan baroların faaliyetlerinden ve olanaklarından ise yeterince yararlandırılmadığı kanaatindeyiz. Bu durumun kabul edilemez olduğu kanaatiyle faaliyetlerimizi gerçekleştirirken bizim aidatlarımızla faaliyetlerini sürdüren barolardan ve Türkiye Barolar Birliğinden talepkar olacağımızı da buradan yöneticilerimize duyurmak isterim. Bu maksatla meslek örgütlerimizle ortak faaliyetler sürdürmek ve tesislerinden yararlanmak için gerekli girişimlerde bulunacağız. Zira barolar ve Türkiye Barolar Birliği tek bir görüşe sahip meslektaşlarımızın değil, aynı zamanda milliyetçi meslektaşlarımızın da meslek örgütüdür.

Yahudi soykırımının müsebbibi Almanya Federal Cumhuriyeti, kendi bozuk siciline ve işlediği insanlık karşıtı suçlara bakmaksızın, tarih önünde utanmaksızın Osmanlı İmparatorluğu’nun 1915 yılında Ermeni olaylarını, tarihi gerçeklere aykırı bir şekilde, bilimsel verilere dayanmaksızın, lobi çalışmalarının neticesi olarak siyasi maksatlarla kabul ettiği bir kanun ile “soykırım” olarak kabul etmesi ve adlandırması Türk Milleti açısından kabul edilemez bir vakıadır. Söz konusu yasa için girişimde bulunan Türk asıllı milletvekilleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 301.maddesi ile düzenlenen “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçunu işlemişlerdir. Ayrıca Almanya Federal Parlementosu tarafından alınan karar açıkça Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 15 Ekim 2015 tarihli Perinçek-İsviçre kararına aykırıdır. Zira AİHM 15 Ekim 2015 tarihli Kararına göre, 1915 olayları meşru bir tartışma konusu olup, bu tarihte yaşananlara ilişkin farklı görüşler ifade özgürlüğünün koruması altındadır. Ayrıca, 1915’te yaşananların Holokost (Soykırım) ile karşılaştırılması da asla mümkün değildir. Karar, parlamentoların ve liderlerin yetkilerini aşarak tarihi yeniden yazamayacaklarını ve mahkemelerin de ilgili hukuk normlarını göz ardı ederek tarihe hakemlik yapamayacaklarını kayıt altına almıştır. Yine 1948 yılında imzalanan BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile soykırım suç olarak kabul edilerek tanımlandığından; her ne kadar Osmanlı İmparatorluğu tarafından işlenmiş bir soykırım suçu bulunmasa da, 1915 yılındaki Ermeni olaylarının hukuken soykırım olarak adlandırılması da zaten mümkün değildir.

Tüm bu nedenlerle Hukuki Mücadele Derneği üyeleri Türk hukukçular olarak Almanya Federal Parlementosunda söz konusu Ermeni soykırımı ile ilgili yasanın öncülüğünü yapan ve çıkması yönünde çaba gösteren başta Cem Özdemir olmak üzere 11 Türk asıllı milletvekili hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 301.maddesi kapsamında soruşturma açılması istemiyle çalışmalarımıza başladık ve 06 Haziran Pazartesi günü suç duyurusunda bulunacağız. Takiben Federal Almanya nezdinde söz konusu kanunun iptali için gerekli hukuki çalışmaları başlatarak ilgili merciler nezdinde girişimlerde bulunacak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde de girişimlerde bulunacağız.
Buradan şunu yüksek sesle ilan etmek isterim ki; bundan böyle milliyetçi kardeşlerimizin haklarını ve hukuklarını sonuna kadar savunacak ve takipçisi olacak Hukuki Mücadele Derneği artık onlarla birliktedir. Artık kaybedecek bir Cengiz Akyıldız, bir Hasan Şimşek, Fırat Çakıroğlu olsun istemiyoruz. Kardeşlerimiz görüşlerini serbestçe paylaşsın, demokratik bir şekilde yaysın ve onların eğitim ve hayat hakları ellerinden alınmasın istiyoruz. Üniversiteler artık terör yuvası olmasın istiyoruz. Terör bird aha bu topraklarda yaşayamasın istiyoruz. Bu maksatla malımızla, hukuki bilgimizle, kanımızla bir araya geldik!

Başbuğ’un şu sözlerini unutmamak gerekir; “Teşkilat, fikrin harekete doğru inşa edildiği muhteşem birliğin temeli ve teminatıdır. “Hareket”, ancak teşkilatın gücü ve etkinliği nispetinde kabul görür ve güçlü olur. “Hareketin” kitlelere ulaşıp, böyle anlarda bazen çokluktan ve kalabalıktan gözlerinin kamaştığı ve hatta körleştiği anlarda; bazen ise yokluktan ve hatta tenhalıktan umutsuzluğa ve çaresizliğe düştüğü anlarda, Yunus Emre’nin “Her dem yeniden doğarız-Bizden kim usanası” deyişi gibi, unutulanları hatırlatan bir teşkilat olmalıdır.” diyerek bize bunun nasıl olması gerektiğini göstermiştir. “Teşkilatlı azınlıklar, teşkilatsız çoğunluklara hükmeder.” sözü ile de bizlere her hal ve şartta teşkilatlı hareket etmemiz gerektiğini hatırlatmıştır. Son olarak bizlere tavsiyesi ise “Bir kişi bir kişi daha, iki kişi değildir. Teşkilattır. Teşkilatlı 10 kişi, teşkilatsız bin kişiyi yener.”

Atsız’ın dediği da gibi “Bize yalnız dans etmesini, iyi giyinmesini, kur yapmasını ve aşık olmasını bilen gencin lüzumu yoktur. Bize bugün mesleğinde usanmadan çalışacak, yarın hudutta göz kırpmadan ölebilecek genç lazımdır.”

Genci, üstadı milliyetçi avukatlar ve hukukçular mesleğimizi iyi yapmak ve Türk Milletine fayda sağlamak bizimle ortak hareket etmek maksadıyla derneğimize hoşgeldiniz!

Yüce Atatürk’ün de dediği gibi; “Ne Mutlu Türk’üm diyene!”

Av.Oğuzhan Buhur
Hukuki Mücadele Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı